Yapım Aşaması: “Mimarlığın İnşaası Üzerine Tektonik Söyleşiler”
Tarih: 4 Mayıs 2016, Çarşamba
Saat: 14.00-18.00
Yer: Yapı Endüstri Merkezi
İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) 4 Mayıs 2016 Çarşamba günü, “YAPIM AŞAMASI: Mimarlığın İnşaası Üzerine Tektonik Söyleşiler” başlıklı bir konferansı YEM’de düzenliyor. Türkiye’nin mimarlık alanında önde gelen tasarımcı ve kuramcılarını buluşturmaya devam eden İstanbul Bilgi Üniversitesi ve YEM işbirliği, “Yapım Aşaması” başlığı altında tektonik kavramının mimarlık pratiği ve düşüncesi açısından önemini tartışma alanına taşıyacak olan iki akademisyen ve iki pratisyen mimarı ağırlayacak.
Yapı sektörünün pek çok ülkede ekonominin motoru haline geldiği günümüzde süregiden yapım aşaması mimarlığın günlük görüntüsü haline geldi. Bu konferans, akademisyen ve pratisyen mimarları mimarlıktaki tektonik kavramını kuram ve pratikteki yansımaları üzerinden irdelemek üzere bir araya getirerek yapılı formun ilk düşüncelerden inşaata geçiş sürecinin, yani yapım aşamasının ortaya koyduğu olanak ve zorlukları tektonik teması ekseninde güncel mimarlık tartışmalarına taşımayı amaçlamaktadır.
Bu seneki konferansta ise, “Yapım Aşaması” başlığı altında tektonik kavramının mimarlık pratiği ve düşüncesi açısından önemini tartışma alanına taşıyacak olan konuşmacılar arasında Peggy Deamer Architects Kurucusu ve Yale Mimarlık Okulu Dekan Yardımcısı Peggy Deamer, Çinici Mimarlık Ortaklarından Can Çinici, Mimarlar Tasarım Kurucusu Han Tümertekin ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Elif Kendir Beraha yer alıyor.
Konuşma dili İngilizce ve Türkçe olacaktır; simültane çeviri yapılmayacaktır.
Elif Kendir, “Tasarım ve Yapım Aşamalarında Akışkanlık: Mimarlıkta Empati ve Tektonik İlişkisi” başlıklı konuşmasında, tektonik tartışmasının mimarlığın gerek tasarım, gerekse yapım aşamasında nasıl bir yaklaşım farkına neden olabileceğini irdeleyecektir. Kendir Beraha’nın savunacağı ana nokta, yapım ve tasarım aşamalarının birbirlerinden katı sınırlarla ayrıştırılmasının mimarlık alanında yenilik ve araştırmayı engelleyici bir tutum olduğudur. Tektonik kavramı yalnızca tarihsel ve kuramsal olarak önem taşımaz, aynı zamanda yapım ve tasarım aşamalarındaki süreçlerin akışkanlığını tartışmaya açan bir nosyon olarak tasarımcı açısından da yararlı olabilecek bir düşünce alanı ortaya koyar.
Peggy Deamer ise, “Detay, Tasarım ve Emek” başlıklı konuşmasında tasarımcının inşai bir değerler sistemini en açık biçimde ifade ettiği yer olan mimari detayların yeni dijital teknolojiler bağlamında nasıl okunduğunu irdeleyecektir. Deamer’ın savun nokta, fenomenolojik yaklaşımın desteklediği, doğa ve malzemelerle doğrudan iletişim kuran, tekil ve duyarlı kullanıcı-mimar figürünün romantikleştirilmesinin mimari işi üreten çoklu aktörlerin ve karmaşık ilişkilerin anlaşılmasına engel olduğudur. Bu karmaşıklık yalnızca kuramsal alanda göz ardı edilmemiş, aynı zamanda giderek artan bir biçimde “özgün” inşa adına mimarlık üretiminin “araçsallaştırılmasına” karşı çıkmayı hedefleyen reaksiyoner bildirilere neden olmuştur. Deamer, “Yapım Aşaması” konferansı için yapacağı konuşmasında yeni tasarım ve inşaat teknolojilerini benimsediğimizde varsayılan bir tasarımsal samimiyeti kaybettiğimiz için yas tutmak yerine neden bu teknolojilerin detayın alternatif bir okumasına önayak olma potansiyellerini araştırmamız gerektiğini inceleyecek. Deamer’ın konuşmasında irdeleyeceği alternatif detay anlayışı, hem tasarımcı/mimarın maddesel olmayan emeğini, hem de yapı ustasının maddesel emeğini kapsayacak biçimde tasarım tanımını genişletme yolunda bir tartışmayı konferans platformuna taşıyacak.
Han Tümertekin ve Can Çinici’nin konferans kapsamında aktaracakları, “Mimarlığın İnşaası Üzerine Tektonik Söyleşiler” kurgusunda kendi ofis yaklaşımlarını ve tektonik kavramını nasıl algıladıklarını inşa etmiş oldukları binalar üzerinden tartışacaklar.
***********
Mimarlık nesnesinin soyut bir düşünce ürününden somut yapıya dönüşümü süreci mimarlık bilgisinin temelini oluşturur. Jenerik fikirlerin yer, yapım teknikleri ve yüklenicilerin merceğinden geçerek özelleştiği ve inşa edilmiş her mimarlık nesnesinin yaşamış olduğu bu kritik süreç kuramsal tartışmalarda çok da yer almaz. Oysa mimari ifadeyi büyük ölçüde belirleyen yapım aşamasının ta kendisidir: yer ile ilişki, malzeme ve detay kararları, strüktür çözümleri ve kullanım örüntüleri gibi mimarlık nesnesinin inşasından sonraki yaşamını belirleyecek özellikleri yapım aşamasında kesinleşir ve yapılan binayı biricik kılar.
Antik Yunanca’da marangoz anlamına gelen “tekton” sözcüğünden türetilmiş olan tektonik terimi mimarlık alanında yapının inşai özelliklerinin ifade bulması ile ilgili kullanılmıştır. Bir mimarlık eserindeki strüktürel ve inşai özelliklerin biraraya gelişiyle binayı biçimlendiren kuvvetlerin görsel olarak ifade bulması tektonik kavramının ana tanımlarından biridir. Mimarlık nesnesinin yapımına dair tüm etkenler ve süreçler, örneğin detaylar, eklemler, dokular, araziye oturum, malzeme ve strüktür ekonomisi, yapım sürecindeki aktörler ve bunların tümünün oluşturduğu estetik ifade tektonik teması altında tartışılabilir.
“Yapım Aşaması” konferansı öncesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde Elif Kendir Beraha’nın verdiği “Tektonik Tercümeler” dersi kapsamında 2013-2014 senelerinde düzenlenen “Tektonik Söyleşiler” konuşma dizisine dayanıyor. İlk iki senesinde okul içinde sınırlı kalan söyleşi dizisine çağrılan mimarlar kendi ofis yaklaşımlarını ve tektonik kavramını nasıl algıladıklarını inşa etmiş oldukları binalar üzerinden tartıştılar. Söyleşi dizisine katılan kuramcı ve mimarlık tarihçileri ise yine Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde inşa edilmiş olan binalar üzerinden mimari tasarım ve koruma yaklaşımlarını tektonik teması altında tartışmaya açtılar. İlk sene yapılan konuşmalarda, Mehmet Kütükçüoğlu Yapı Kredi ek binasını ve kurucu ortağı olduğu Teğet Mimarlık ofisinin inşa etmeye dair yaklaşımını; Şevki Pekin öncelikli olarak aldığı mimarlık eğitiminin detaylar ve binanın inşai özelliklerine yaklaşımını nasıl değiştirdiğini ve Bademli'deki yazlık ev projesini; Tansel Korkmaz Han Tümertekin'in B2 ve SM evlerini ve oradaki işçilik özelliklerini; Ebru Omay Polat Cumhuriyet dönemi Türkiyesin’deki koruma yaklaşımlarını ve bunların inşai detaylara nasıl yansıdığını; Mehmet Konuralp Karayolları binasının tasarımı, ve o güne dek geçirdiği süreçleri anlattı. İkinci sene ise Doğan Tekeli İMÇ kompleksinin yarışma sürecinden itibaren geçirdiği değişimleri ve orada arazi ve detaylara nasıl yaklaştıklarını; Nevzat Sayın ise The Seed ve Umur Matbaasının tasarım ve inşaat süreçlerini anlattı.